30 Nisan 2013 Salı

Watsons'da yeni bir marka: Aussie


Geçen Watsons alışverişimi yazdığımda önemli bir konudan bahsetmeyi unutmuşum. Bu gidişimde Watsons'a yeni bir markanın geldiğini gördüm: Aussie. Aussie benim Amerika'da üniversite okurken kullandığım ve çok sevdiğim bir saç bakım markası. Özellikle 3 Minute Miracle diye çoook meşhur bir saç kremi vardır. Böyle baş aşağı duran, kapaksız, kendine has bir şişesi vardır. Onu o kadar çok severdim ki ABD'den buraya kadar getirdiğim çok az sayıda üründen biridir. Bitmesin diye gıdım gıdım kullandığımdan senelerdir de duruyordu, nihayet kısa zaman önce bitirdim. Artık daha bulamam diye düşünürken Watsons'da bir koca stand dolusu görünce doğrusu çok sevindim.

23 Nisan 2013 Salı

Avon Alışverişim


Yine baya bir zamandır yazılmayı bekleyen bir yazı bu. Bu alışverişi yapalı ve resimlerini çekeli haftalar oldu. Ama yazısını yazıp sizlere sunmak ancak bu güne kısmetmiş.

Muhtemelen duymuşsunuzdur, Avon'un gençlere yönelik olan ColorTrend serisi yenilendi. Çok da isabet oldu. Bu seri bana göre şimdiye kadar Avon'un en zayıf halkasıydı. Tamam çok ucuz fiyatlara satılıyor, ancak eski halleriyle ürünler maalesef çoğunlukla ancak çoluk çocuğa hitap edecek kalitedeydi. Yenilenen ürünler ise gerçekten etkileyici derecede başarılı. Ve fiyatları yine eskisi gibi çok uygun. Hele kampanyaya girdiğinde neredeyse sudan ucuza geliyor.

22 Nisan 2013 Pazartesi

Watsons Alışverişim

Geçen hafta en sevdiğim dükkanlardan birine, MKM'deki Watsons'a gittim. Amacım şu her blogda tanıtılan ve öve öve bitirilemeyen Pastel Spring allıklardan almaktı. Aldım da. Ancak tabii sadece onu alıp çıkmak nasip olmadı.

10 Nisan 2013 Çarşamba

Güzellik bloglarında nefret ettiğim klişe ve geyikler

Her blog yazarı gibi güzellik ve makyaj ürünlerine karşı konulamaz bir ilgim var. Hem Türk hem de yabancı blogları okumak, yeni ürünler keşfetmek en sevdiğim hobilerimden biri. Bu okumalarım sayesinde son senelerde çok şeyler öğrendiğimi, bilgi seviyemi çok arttırdığımı düşünüyorum. Ama okurken takıldığım, sinirlendiğim, bazen de güldüğüm bazı olgular var ki artık içimde tutamadım. Kendi kendime söylenip duracağıma yazıya dökeyim, sizlerle paylaşayım istedim. Aslında buna biraz da imtina ediyorum, zira bu bahsettiğim özellikleri sergileyen çok insan var ve bir kısmının tepkisini çekmem olası. Ama ne yapalım, doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Bloğum tipik bir "körler sağırlar birbirini ağırlar" bloğu olmasın istiyorum. Dürüstçe muhalefetimi ortaya koymazsam ikiyüzlü hareket etmiş gibi hissedeceğim kendimi, biliyorum.

Bu arada fikirlerimi biraz abartılı ve sert bir şekilde dile getirmiş olabilirim. Bu bahsettiğim düşünceleri makul ölçülerde paylaşan insanlara değil kesinlikle itirazım. Belli ölçülerde bu düşünce ve davranışları ben de paylaşıyorum. Örneğin alışveriş yaparken ve inceleme yazarken ben de markalara dikkat ediyorum, kutularını inceliyorum, ürünleri kokluyorum, sivilce yapanları tekrar almıyorum.  Benim rahatsız olduğum bu fikirlere aşırı bir şiddetle bağlı olan, savunan, alternatifleri göz önüne almayan, sığ görüşlü ve mutaassıp kişilerin sahip olduğu ekstrem bakış açıları. Yoksa makul ve mantıklı dozda ve şekilde ele alındığında hepsi esasen gerekli ve faydalı aslında.

8 Nisan 2013 Pazartesi

Amerika'dan gelenler No: 1

Amerika'da okuyan sevgili arkadaşım Yasemin bana büyük bir jest yaparak gelirken getirmesini istediğim birşeyler olup olmadığını sordu. Bir makyajsevere bu soru sorulur mu a dostlar? Tabii hemen amazon.com'a girip uzun zamandır istediğim birkaç ürünü sipariş verdim. Sorduğuna pişman etmemişimdir kızcağızı umarım. :)


Aldığım ürünler:

1. Coastal Scents Camouflage Palette, 16.95$
2. Maybelline New York Instant Age Rewind Eraser Dark Circles Treatment Concealer, Light, 7.92$
3. Duo Lash Adhesive, Clear, 5.49$
4. Revlon Colorburst Lip Butter, Tutti Frutti, 6.49$
5. Revlon ColorStay Liquid Foundation, Combination/Oily Skin, 150 Buff, 9.99$
6. Professional Brow & Lash; Lash Growth Accelerator Treatment Gel by Ardell (2-Pack), 9.50$


Uzun ara ve Bloglovin'e taşınma

Son post'umdan beri ha yazdım ha yazıcam derken aylar geçmiş. Sanırım bir tembellik dönemine girdim. Aslında resimlerini çektiğim hazırladığım bir sürü yeni post var, ama yazmaya gelince elim değmedi. Sanırım bu tip atalet dönemlerine neredeyse tüm blogger'lar zaman zaman giriyor. Haydi bu post siftah olsun, gerisi gelsin inşallah.

Bu arada birçok kişi gibi ben de Google Reader'ın kapanmasından mağdur olanlardanım. Naapalım, biz de herkes gibi bloglovin'e transfer olacağız mecburen...

Aşağıdaki linke basarak Bloglovin üzerinden blogumu takibe alabilirsiniz.

Follow my blog with Bloglovin

Popüler Yazılar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *